“İslam mütefekkirleri sunmuş oldukları eserlerde hem akli delillere ve hem de nakli delillere riayet ederek bu sınırlar içerisinde kalmış ve eserlerini toplumun istifadesine sunmuşlardır. İşte elinizdeki bu eser de bu nitelikte bir çalışmadır:’

Mevzu olarak Iman Rükünlerinden yalnız Ahiret mevzuunu ele almayı tensip ettim. Çünkü her yerde Taklidi İman sahibi bulunan birçok Dindaşlarımda gördüğüm bu husustaki şüphe ve tereddütler ve kültürlü olduklarını sanan maalesef Müslümanlığı sadece bir soyadı gibi taşınıakta olan Zatların (Nereden gelmiş isem oraya gideceğim, Ahiretten başı kırık olarak kim dönmüş) gibi sözleri bilhassa beni bu mevzuu ele almaya sevketti.

Ahirete ve Haşre iman getirmek keyfiyetinin ahlak üzerinde çok büyük müspet tesirleri vardır. Şuurlarında manevi korku ve İlahi mes’uliyet hissi taşıyanlar fena huy ve hareketlerden kaçınır, sakınır olurlar.

Bu itibarla İman’ın Beşinçi Rüknü olan bu mevzuu hakkında beyan edeceğim bazı akli ve nakli tedillerle”Tevfik ve Hidayet Cenab-ı Haktan olmakla beraber” onların kalplerini ve mantıklarını tatmin edebilir isem ne mutlu bana.