Dücane Cündioğlu muhafazakar camianın içinden çıkmış tek entelektüel belki de. Bu hükmün bir parça mübalağa ihtiva ettiğinin farkındayız ama muhafazakar camiadaki fikri kuraklık ve verimsizlik nazar-ı itibara alınınca o kadar da mübalağa ihtiva etmediği kendiliğinden anlaşılır. Cündioğlu’nun düşünsel tekamülü bir bakıma muhafazakar camianın yaklaşık kırk yıllık hulasası gibidir. Daha yerinde bir deyişle Cündioğlu muhafazakar camianın kırk yıllık düşünsel ihtişam ve sefaletini gösteren berrak bir aynadır. Malum, aynaya kızmaya lüzum yok.

Bir yazımızda Dücane Cündioğlu’nu emsallerinden ayıran vasf-ı mümeyyizini anlatırken “Dücane Cündioğlu’nu Dücane Cündioğlu yapan sadece geniş ve derin malumatı değil, kendine has revnak ve ahenkli üslubu aynı zamanda” demiştik. Evet, üslupta yakaladığı seviye ve kıvam itibariyle Türkiye’de Cündioğlu ile yarışabilecek ikinci bir muhafazakar kalem erbabı yok kanaatimizce. “Dücane Cündioğlu’ndan Seçme Metinler” bölümünü biraz da bu üslubu okuyucuya göstermek amacıyla seçtik. Ama itiraf etmeli ki zarf [üslup] ne kadar iyi ise mazruf [mana] en az onun kadar iyi.